Mikail Aslan Fan Site`si
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Cemil Kocgün Heya

Aşağa gitmek

Cemil Kocgün Heya Empty Cemil Kocgün Heya

Mesaj  Dermun Ptsi Ocak 28, 2008 3:17 pm

Cemil Koçgün’ün ‘Songs from Qızılbaş I’ ismini de taşıyan ‘Heya’ albümü Kurmancî ve Kirtmançkî ve Türkçe dile getirilen deyişleri içeriyor. Genç yaşta kendinden söz ettiren Cemil Koçgün, kendi doğrusuna yaptığı yolculuğa ‘Heya’ albümü ile devam ediyor.

Cemil Kocgün Heya 79408691834008304cd2

Koçgün’ün ikinci albümü ‘Heya’, özenli bir çalışmadan sonra Aralık 2007’de dinleyicilerine ulaştı. Otantik yapısı ve sadeliğiyle sürükleyici olan albüm, büyük bir ilgiyle karşılandı. ‘Songs from Qızılbaş I’ ismini de taşıyan eser Kurmancî, Zazakî ve Türkçe dile getirilen deyişler içeriyor.

Almanya’da doğup büyüyen sanatçı Cemil Koçgün, 12 yaşında çalmaya başladığı bağlama ile özlemlerini müzikle gidermeye başlamıştır artık. Arayışı ‘seslerde’ şekil almış ve yön bulmuş olan Koçgün, doğuya yönelmiş ve aradığı seslerin kaynağı olan Mezopotamya ile buluşmuş. Cemil Koçgün’ün yolculuğu, onu yıllar sonra Mikail Aslan’la buluşturmuş. Aldığı derslerden ve Mikail Aslan Ensemble üyesi olarak yaptığı çalışmalardan sonra bağlama ve tembur üzerindeki hakimiyetini pekiştirmiş ve müzik anlayışını bilimsel boyutlara taşımış. Koçgün yolculuğunu şöyle özetliyor: “Meğer ağacın köküne inmek, insan olabilmekmiş tüm mesele. Oraya varmak için köklere döndüm. Döndüm, döndüm ve aşka pervane oldum.”

‘Nefesin Sırrı’...

Çeşitli doğu ve batı enstrümanlarını çalabilen Cemil Koçgün, onları 2004’de yayımlanan ilk albümü ‘Aşk-ı Pervâz’da (Aşkla İlk Kanat Çırpış), mükemmel bir uyum içinde kullandı. Koçgün, 2005’de Hakan Aday’la birlikte ürettiği, ‘Dersim Halk Aşıkları/Sarraf’ adlı arşiv çalışmasını da VCD olarak dinleyiciye sundu. Bu çalışmayla, özellikle Fırık Dede, Zeynel Dede ve Sılo Qıc gibi halk ozanlarını gelecek nesillere taşımakla ve onların eserlerini arşive almakla, Kürt kültürüne takdir edilmesi gereken bir hizmet sunuldu. Cemil Koçgün, daha sonra Mikail Aslan ve Aynur Doğan gibi sanatçıların yanında projelerde, etkinliklerde yer almanın yanı sıra kendi çalışmalarına devam etti. ‘Nefesin Sırrı’ adlı dinleti projesi kendi çalışmalarının başka bir örneğidir.

Heya (Nura Cihan)

Koçgün’ün ikinci albümü ‘Heya’ (Nura Cihan) Aralık 2007’de, özenli bir çalışmadan sonra, dinleyicilerine ulaştı. ‘Heya’ sözcüğü kaynaklara göre ‘Nura Cihan’, ‘Var Olmak’, ‘Yeniden Doğmak’ gibi anlamların yanı sıra, başka bir anlam daha taşıyor: Heya, arkeolojik kazılarda bulunan tarihi bir nesnenin detaylarını, ince bir fırçayla özenle ortaya çıkartma eylemini de ima ediyor. Kaybolmuşu, yitik bilineni yeniden keşfetmek. Cemil Koçgün, bu yeni çalışması ile yitirilmek istenenlerin köküne iniyor. Üzerinde hala siyasi entrikalar oynanabilen Kürt Kızılbaş Aleviliğini, Kürt kültür hazinelerini araştırarak, asimilasyon ve sömürüye karşı korunmalarında, kendi katkısını hissedilir bir orijinallikle sunuyor. Sade, mütevazi, berrak ve otantik yapısıyla, ritimleriyle bu albüm, dinleyiciyi unutturulmaya çalışılan tarihin sadece hissedilebilen kuytularına “meyman” ediyor.

‘Heya’da dikkate alınması gereken diğer bir nokta ise “vahdeti vücud felsefesi” diye tanımlanan konunun, gerek deyişlerde, gerek sunuş yazısında işlenmiş olmasıdır. Amaç Kürt Kızılbaşlığı’na tarih boyunca giydirilmiş kılıflardan, asimilasyonun beraberinde getirdiği kir ve pasdan arındırmaktır. Kendi köküne dönen benlikler, müziğin ilahi aracılığı ile ortak kültürü de doğal kaynaklarına ulaştırabilirler. Ari Mazın (Süleyman Şahin), adlı araştırmacı konuyu sunuş metninde şöyle kaleme almış: “Mekansız ve sıfatsız olan yok demektir. Hiç olmamış demektir. Oysa Hak vardır... Eğer Hak mekansız ve sıfatsızsa ispatı da mümkün değildir... Dünyanın varlığı hakkın varlığına, mekan ve sıfatının var olduğuna işarettir... Tersini söylemek gerçeğe isyan, kendini inkardır. Bizzat senin varlığın Hakkın ispatıdır.”

Mistik Deyişler

Cemil Koçgün ‘Heya’da sade ve mütevazi bir aranje ve kompozisyon mantığı ile çalışmış. Özellikle Mezopotamya klasik enstrümanlarını kullanmış (tembur, erbane, bilûr vs.). Amaç deyişlerin özüne, duygularına sadık kalarak doğallığı bozmamaktır. Yapılan berrak kayıtlarla, dinleyiciyi ister istemez mistik bir atmosferin içine sürüklüyor. Tarih, duyarlı olanın gözünde canlanabiliyor. “Bu ezgiler vecd halinde okunur, ruh yolculuğu yaşanır söylerken” diyerek açıklama yapan Koçgün, bu ruh yolculuğunu dinleyiciye de yaşattırmayı başarmış. Koçgün, Fırık Dede’ye ait orjinal bir kayda (Çekilmez imiş), yer vermeyi de ihmal etmemiş. Albümde ayrıca otantik yorumuyla katkı sunan Ali İlgün (Gundî Becek), söz ve müziği kendisine ait ‘Xan Eyledik’ adlı deyişi seslendirmiş. Mikail Aslan da ‘Aşk Harmanı’nı genç sanatçı ile beraber yorumlamış. Ayrıca söz ve müziği Aslan’a ait olan ‘Sürgün Zamanı’ Lale Koçgün tarafından yorumlanmış. Aynur Doğan ise güzel sesi ile ‘Seydê Min’ deyişi ile albümde ayrı bir renk katıyor.

Dermun
Dermun
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 27/01/08

https://mikailaslan.forumieren.de

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz